{ "title": "Gebelikte Anksiyete Bozukluğu", "image": "https://www.anksiyete.gen.tr/images/gebelikte-anksiyete-bozuklugu.jpg", "date": "23.01.2024 03:17:59", "author": "orhan alem", "article": [ { "article": "
Gebelikte anksiyete bozukluğu, depresif belirti ve bulguların neden olduğu huzursuzluk olarak tanımlanmaktadır. Hamileliğin fizyolojik değişiklikleri ve yakınmalarıyla alternatif özellikte olması ve subsendromal nitelik göstermesi sebebiyle gebelik depresyonuna teşhis koymak bazen güç olabilmektedir. Bu sebeple ebe, hemşire ve doktor gerçek teşhis amaçlı gebeyi fizyolojik ve ruhsal açıdan iyice değerlendirebilmeli, çöküntüye karşı semptomları ve etkili tarama yollarını bilmeli, bu metotları uygulayabilmelidir.

Tüm yeryüzünde sık rastlanan önemli bir ruh sağlık problemi olan bunalım, insanın işlevselliğini, yaratıcılığını, mutluluğunu ve doyumunu engelleyerek hayat kalitesini düşürmekte ve iş gücü kayıplarına yol açmaktadır. Yapılan çalışmalar çöküntünün önemli çoğunluğunun gebelik, doğum, lohusalık benzeri doğurganlık aşamalarını içerisine almakta olan, 18-44 yaş aralığındaki bayanlarda görüldüğünü belirtmektedir. Gebelik depresyonu fetüsü ve annenin iyilik halini negatif etkilemesi ve postpartum çöküntüye taban hazırlaması sebebiyle üstünde ehemmiyetle durulması ve erken teşhis koyulup iyileştirilmesi gerekli bir sağlık problemidir. Bu makalede, gebelik sırasında rastlanan anksiyete bozukluğunun tanımlanmasını, anneye ve fetüse getireceği rizikoları, rehabilitasyonu kısacası gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.

Anksiyete Bozukluğunun Tanımı ve Teşhis Ölçütleri

Anksiyete bozukluğu; derin kederli bir his vaziyet içerisinde fikir, konuşmada ve harekette yavaşlama olması, durgunluk, değersiz hissetme, küçüklük, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık, intihar benzeri his ve düşünceleri ile fizyolojik işlevlerde yavaşlama benzeri semptomları içerir bir sendromdur. Bu sendrom, bilişsel ve duygusal alanlarla alakalı çok fazla belirtiyi kapsamaktadır. Bu belirtiler hafif seviyeden başlayıp kuvvetli düzeye civarı ilerleyebilmektedir.

Anksiyete Bozukluğunun Bulgu ve Belirtileri Nelerdir?

Gebeliğin birinci trimesterindeki başlıca depresif belirti ve bulgular; uykuda ve iştahta değişiklik, duygulanma ve anksiyete durumlarında dalgalanma, çok yorgunluk, libido kaybı ve konsantrasyon güçlüğüdür. Alternatif biçimde hamileliğin üçüncü trimesterinde anksiyete, çok yorgunluk, uykuda ve iştahta bozukluk, doğumla alakalı endişeler görülebilmektedir. Bu depresif belirtiler hamileliğin 2. Trimesterinde ek olarak az görülür. Kaynaklarda, depresif belirtilerin gebelerde en az postpartum dönemdeki ya da gebe olmayan kadınlardakine benzer ve sık görüldüğü belirtilmektedir.

Gebelikte Anksiyete Bozukluğunun Başlıca Riziko Etmenleri

Genetik Faktörler

Genetik faktörle alakalı veriler tam açıklığa kavuşmamıştır. Bununla beraber gebelik ve lohusalık depresyonunun tahmini %40 ile %50'sinin kalıtımsal faktörle ilişkili olduğu ileri sürülmektedir.

Psikolojik Faktörler

Gebenin hemen bunalım ya da anksiyete geçirmesi, geçmişinde bunalım hikayesinin olması, gebeliğine karşı zıt hisler, geçmişinde psikiyatrik hastalıkların varlığı benzeri sebepler gebelik depresyonunu (Anksiyete bozukluğunu) etkileyen ruhsal faktörlerdendir.

Çevre Faktörleri

Baskı, fizyolojik, duygusal ve mental travma, virüslerin neden meydana geldiği enfeksiyonlar, müzmin hastalıklar, oral kontraseptif kullanma, birtakım sedatif ilaçlar gebelik depresyonunu hazır hale getiren çevresel faktörlerdendir.

Sosyal Faktörler

Partner yokluğu, evlenme sıkıntıları, tek başına sürdürülen hayata, boşanma, uygun ortamların düşüklüğü, toplumsal yardım azlığı ya da yokluğu, toplumsal izolasyon, aile içi şiddet hayata, geçmişinde: fizyolojik, duygusal ve cinsel şiddet öyküsünün yer alması, yaşamdaki.

Majör vakalar, sigara tüketimi, alkol/içki ve başka madde tüketimi gebelik depresyonuna etki eden toplumsal faktörlerdendir.

Biyolojik Faktörler

Maternal çöküntünün (Gebelik / lohusalık) ilişkisinin kesinleştirmek kolay değildir. Bilimsel faktörler hormonlara etki ederek maternal çöküntüye taban hazırlarlar. Malnütrisyon ya da yetersiz-dengesiz gıda alımı sebebiyle gebedeki beslenme bozukluğu, nörotransmitter ve hormonsal fonksiyonları bozarak maternal depresyonun patofizyolojisinin oluşmasına taban hazırlamaktadır.

Hormonal Etkenler

Hamilelikte; östrojen hormonu, progesteron hormonu, prolaktin, trodi stimüle eden hormon (TSH), triodothrionine / thyoxine hormon düzeylerinde önemli farklılıklar görülmektedir. Gebelik sırasında östrojen ve progesteron düzeyindeki artışla maternal bunalım içinde ilişki bulunmadığı fakat yükselmiş TSH hormonu ile gebelik depresyonu içinde kuvvetli bir ilişkinin meydana geldiği belirtilmektedir.
" } ] }