Anksiyete ve Depresif Bozuklukların Tanımı
Anksiyete ve depresif bozukluklar, duygudurum ve kaygı alanlarını etkileyen, bireyin günlük işlevselliğini önemli ölçüde bozabilen yaygın ruh sağlığı durumlarıdır. Her ne kadar sıklıkla birlikte görülseler ve bazı ortak semptomları paylaşsalar da, tanımlanmaları ve semptomatolojileri farklılık gösterir.
Anksiyete Bozuklukları
Anksiyete bozuklukları, aşırı, gerçekçi olmayan veya durumla orantısız bir endişe, korku, kaygı ve tedirginlik hali ile karakterizedir. Bu duygular, kişinin kontrol etmekte zorlandığı, süreklilik gösteren ve günlük yaşam aktivitelerini (iş, okul, ilişkiler) engelleyecek düzeydedir. Normal kaygıdan farkı, şiddeti, süresi ve işlevselliği bozmasıdır.
Başlıca anksiyete bozuklukları şunlardır: - Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB): Hemen her gün, birçok farklı konuda (sağlık, iş, para, aile) en az 6 ay süren, aşırı ve kontrol edilemeyen endişe hali.
- Panik Bozukluk: Aniden ortaya çıkan, yoğun korku veya rahatsızlık nöbetleri (panik atak) ve bu atakların tekrarlayacağına dair sürekli kaygı duyma.
- Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi): Başkaları tarafından gözlemlenebileceği veya yargılanabileceği sosyal durumlardan belirgin ve sürekli korku duyma.
- Özgül Fobiler: Belirli bir nesne veya duruma (örneğin, yükseklik, uçak, hayvan) karşı aşırı ve mantıksız korku.
- Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu: Bağlanılan kişilerden ayrılma konusunda gelişimsel düzeyle uyumsuz ve aşırı korku ya da kaygı.
- Agorafobi: Kaçmanın zor olabileceği veya panik benzeri semptomlar yaşandığında yardım alamayacağı düşünülen (toplu taşıma, kalabalık alanlar, açık alanlar gibi) yer veya durumlardan korkma.
Depresif Bozukluklar
Depresif bozukluklar, temel olarak çökkün duygudurum (derin bir üzüntü, boşluk hissi veya umutsuzluk) ve/veya ilgi veya zevk almada belirgin azalma (anhedoni) ile karakterizedir. Bu duygular, kişinin önceki işlevsellik düzeyinde bir değişikliğe yol açar ve sadece geçici bir üzüntü halinden çok daha şiddetli ve kalıcıdır.
Başlıca depresif bozukluklar şunlardır: - Majör Depresif Bozukluk (Klinik Depresyon): En az iki hafta boyunca, hemen her gün, günün büyük bölümünde süren çökkün duygudurum veya ilgi kaybına ek olarak; iştah/kilo değişiklikleri, uyku bozuklukları, enerji azlığı, değersizlik veya suçluluk hisleri, konsantrasyon güçlüğü ve ölüm/ intihar düşünceleri gibi diğer semptomlardan birkaçının eşlik ettiği bir tablo.
- Kalıcı Depresif Bozukluk (Distimi): En az iki yıl süren, kronik ancak majör depresyona göre daha hafif şiddette depresif belirtiler.
- Doğum Sonrası (Postpartum) Depresyon: Doğumdan sonraki ilk birkaç hafta veya ay içinde başlayan majör depresyon dönemi.
- Mevsimsel Duygudurum Bozukluğu: Genellikle sonbahar ve kış aylarında başlayıp ilkbaharda sona eren, mevsimlerle ilişkili tekrarlayan depresyon dönemleri.
Tanımlamadaki Ortak ve Ayrılan Noktalar
- Ortak Özellikler: Her iki bozukluk grubu da kişinin düşünce, duygu ve davranışlarını olumsuz etkiler. İştahta, uykuda ve enerji düzeyinde değişikliklere yol açabilir. Konsantrasyon güçlüğü yaygındır. Genetik, biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörlerin karmaşık etkileşimiyle ortaya çıkarlar.
- Ayrılan Noktalar: Anksiyete bozukluklarının merkezinde "aşırı gelecek odaklı endişe ve tehlike beklentisi" varken, depresif bozukluklarda merkezde "derin bir çökkünlük, umutsuzluk ve geçmişe/şimdiye dair olumsuz bakış" vardır. Depresyonda ilgi ve zevk kaybı daha belirginken, anksiyetede fiziksel gerginlik ve "kaçınma" davranışları daha ön planda olabilir.
Tanı Nasıl Konulur?
Tanı, bir ruh sağlığı uzmanı (psikiyatr, klinik psikolog) tarafından konulur. Bu süreç şunları içerir: - Klinik Görüşme: Detaylı bir psikiyatrik öykü alınır. Belirtilerin niteliği, şiddeti, süresi, günlük yaşama etkisi ve tıbbi geçmiş değerlendirilir.
- Tanı Ölçütleri: Dünya Sağlık Örgütü (ICD-11) veya Amerikan Psikiyatri Birliği (DSM-5) tarafından belirlenmiş olan tanı kriterleri kılavuz alınır. Belirtilerin bu kriterleri karşılayıp karşılamadığına bakılır.
- Ayırıcı Tanı: Benzer belirtilere yol açabilecek diğer tıbbi durumların (tiroid problemleri, vitamin eksiklikleri vb.) veya diğer ruhsal bozuklukların olup olmadığı araştırılır. Gerekirse fiziksel muayene veya laboratuvar testleri istenebilir.
Sonuç olarak, anksiyete ve depresif bozukluklar, kendine özgü tanı kriterleri olan, ciddiye alınması ve profesyonel yardım gerektiren tıbbi durumlardır. Doğru tanı, etkili bir tedavi planının (psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisi) ilk ve en önemli adımıdır.
|