Gebelikte Anksiyete BozukluğuGebelikte anksiyete bozukluğu, depresif belirti ve bulguların neden olduğu huzursuzluk olarak tanımlanmaktadır. Hamileliğin fizyolojik değişiklikleri ve yakınmalarıyla birlikte farklı özellikler göstermesi ve subsendromal nitelik taşıması nedeniyle gebelik depresyonuna teşhis koymak bazen güç olabilmektedir. Bu sebeple ebe, hemşire ve doktor, doğru teşhis amacıyla gebeyi fizyolojik ve ruhsal açıdan iyice değerlendirebilmeli, çöküntüye karşı semptomları ve etkili tarama yollarını bilmeli ve bu metotları uygulayabilmelidir. Tüm dünyada sık rastlanan önemli bir ruh sağlığı problemi olan depresyon, insanın işlevselliğini, yaratıcılığını, mutluluğunu ve doyumunu engelleyerek yaşam kalitesini düşürmekte ve iş gücü kayıplarına yol açmaktadır. Yapılan çalışmalar, depresyonun önemli bir kısmının gebelik, doğum, lohusalık gibi doğurganlık aşamalarını içeren, 18-44 yaş aralığındaki kadınlarda görüldüğünü belirtmektedir. Gebelik depresyonu, fetüsü ve annenin iyilik halini olumsuz etkilemesi ve postpartum depresyona zemin hazırlaması sebebiyle üzerinde önemle durulması ve erken teşhis koyulup tedavi edilmesi gereken bir sağlık problemidir. Bu makalede, gebelik sırasında rastlanan anksiyete bozukluğunun tanımlanması, anneye ve fetüse getireceği riskler, tedavisi kısaca gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Anksiyete Bozukluğunun Tanımı ve Teşhis ÖlçütleriAnksiyete bozukluğu; derin kederli bir his vaziyeti içerisinde düşünce, konuşma ve hareketlerde yavaşlama olması, durgunluk, değersiz hissetme, küçüklük, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık, intihar benzeri his ve düşünceler ile fizyolojik işlevlerde yavaşlama benzeri semptomları içerir bir sendromdur. Bu sendrom, bilişsel ve duygusal alanlarla alakalı çok fazla belirtiyi kapsamaktadır. Bu belirtiler hafif seviyeden başlayıp kuvvetli düzeye kadar ilerleyebilmektedir. Anksiyete Bozukluğunun Belirti ve Bulguları Nelerdir?Gebeliğin birinci trimesterindeki başlıca depresif belirti ve bulgular; uykuda ve iştahta değişiklik, duygulanma ve anksiyete durumlarında dalgalanma, çok yorgunluk, libido kaybı ve konsantrasyon güçlüğüdür. Bunun yanında hamileliğin üçüncü trimesterinde anksiyete, çok yorgunluk, uykuda ve iştahta bozukluk, doğumla ilgili endişeler görülebilmektedir. Bu depresif belirtiler hamileliğin 2. trimesterinde daha az görülür. Kaynaklarda, depresif belirtilerin gebelerde en az postpartum dönemdeki ya da gebe olmayan kadınlardakine benzer ve sık görüldüğü belirtilmektedir. Gebelikte Anksiyete Bozukluğunun Başlıca Risk FaktörleriGenetik FaktörlerGenetik faktörlerle ilgili veriler tam açıklığa kavuşmamıştır. Bununla birlikte, gebelik ve lohusalık depresyonunun tahminen %40 ile %50'sinin kalıtsal faktörlerle ilişkili olduğu ileri sürülmektedir. Psikolojik FaktörlerGebenin önceden depresyon ya da anksiyete geçirmiş olması, geçmişinde depresyon hikayesinin bulunması, gebeliğine karşı olumsuz hisler, geçmişinde psikiyatrik hastalıkların varlığı gibi sebepler gebelik depresyonunu (anksiyete bozukluğunu) etkileyen psikolojik faktörlerdendir. Çevresel FaktörlerBaskı, fizyolojik, duygusal ve mental travma, virüslerin neden olduğu enfeksiyonlar, kronik hastalıklar, oral kontraseptif kullanımı, bazı sedatif ilaçlar gebelik depresyonuna zemin hazırlayan çevresel faktörlerdendir. Sosyal FaktörlerPartner yokluğu, evlilik sorunları, tek başına sürdürülen yaşam, boşanma, uygun yaşam koşullarının düşüklüğü, toplumsal yardım azlığı ya da yokluğu, toplumsal izolasyon, aile içi şiddet, geçmişte fizyolojik, duygusal ve cinsel şiddet öyküsünün bulunması, yaşamda majör olaylar, sigara kullanımı, alkol ve diğer madde bağımlılıkları gebelik depresyonuna etki eden sosyal faktörlerdendir. Biyolojik FaktörlerMaternal depresyonun (gebelik/lohusalık) ilişkisini kesinleştirmek kolay değildir. Biyolojik faktörler hormonlara etki ederek maternal depresyona zemin hazırlarlar. Malnütrisyon ya da yetersiz-dengesiz beslenme nedeniyle gebedeki beslenme bozukluğu, nörotransmitter ve hormonsal fonksiyonları bozarak maternal depresyonun patofizyolojisinin oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Hormonal EtkenlerHamilelikte; östrojen hormonu, progesteron hormonu, prolaktin, tiroid stimüle eden hormon (TSH), triodotironin / tiroksin hormon düzeylerinde önemli farklılıklar görülmektedir. Gebelik sırasında östrojen ve progesteron düzeyindeki artışla maternal depresyon arasında ilişki bulunmadığı, ancak yükselmiş TSH hormonu ile gebelik depresyonu arasında kuvvetli bir ilişki olduğu belirtilmektedir. |
Hamileliğim boyunca sürekli bir huzursuzluk ve endişe hissediyorum, bu anksiyete bozukluğu belirtileri olabilir mi? Ebe ya da doktorumla hangi belirtiler üzerine konuşmalıyım?
Cevap yazTahzire,
Hamilelik sürecinde hissettiğiniz huzursuzluk ve endişe, anksiyete bozukluğunun belirtileri olabilir. Bu konuda ebe veya doktorunuzla konuşurken şu belirtileri paylaşabilirsiniz:
Sürekli Endişe: Kendinizi sürekli olarak huzursuz ve endişeli hissediyorsanız, bu durumu dile getirin.
Uyku Problemleri: Uykuya dalmakta ya da uykuda kalmakta zorlanıyorsanız, bu belirtiyi doktorunuzla paylaşın.
Fiziksel Belirtiler: Kalp çarpıntısı, terleme, titreme gibi fiziksel semptomlar yaşıyorsanız, bunları da belirtin.
Konsantrasyon Zorluğu: Düşüncelerinizi toparlamakta ya da konsantre olmakta zorlanıyorsanız, bu durumu aktarın.
Sosyal Çekilme: Sosyal etkileşimlerden kaçınma veya insanlardan uzak durma gibi davranışlar gösteriyorsanız, bu da önemli bir belirtidir.
Kas Gerginliği: Sürekli kas gerginliği veya ağrı yaşıyorsanız, bu durumu da dile getirebilirsiniz.
Bu belirtileri doktorunuzla paylaşarak, uygun bir tedavi ve destek planı oluşturabilirsiniz. Kendinizi daha iyi hissetmeniz için yardım almak önemlidir.
Sağlıklar dilerim.