DSM-5'te Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu Tanımı ve Tanı Kriterleri
Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu (AAB), Amerikan Psikiyatri Birliği'nin (APA) yayınladığı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı'nın 5. baskısında (DSM-5) "Anksiyete Bozuklukları" başlığı altında sınıflandırılan bir bozukluktur. Çocuklukta daha sık görülmekle birlikte yetişkinlerde de teşhis edilebilir. Temel özelliği, bireyin bağlandığı kişilerden ayrılması veya ayrılma ihtimali ile ilgili aşırı ve gelişimsel olarak uygun olmayan düzeyde korku veya kaygı duymasıdır.
DSM-5 Tanı Kriterleri (Özetle):
Bir bireye Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu tanısı konulabilmesi için aşağıdaki A'dan F'ye kadar olan kriterlerin tümünün karşılanması gerekmektedir:
- A. Bağlanma figürlerinden ayrılma ile ilgili en az üç aşağıdaki durumun varlığı:
- Bağlanma figürlerinden ayrılma beklentisi veya durumunda yineleyen aşırı sıkıntı.
- Bağlanma figürlerinin başına bir zarar geleceği (hastalık, yaralanma, felaketler, ölüm) veya onları kaybedeceği (kaybolma, kaçırılma, kaza geçirme) ile ilgili sürekli ve aşırı kaygı duyma.
- Bağlanma figürlerinden ayrılmayla sonuçlanacak istenmeyen bir olayın (kaybolma, kaçırılma, kaza geçirme, hastalanma) başına gelmesinden sürekli ve aşırı kaygı duyma.
- Ayrılma korkusundan ötürü okula, işe veya başka bir yere gitmek istememe veya gitmeyi reddetme.
- Evde veya başka ortamlarda yalnız veya bağlanma figürleri olmadan kalmaktan sürekli ve aşırı korkma veya isteksizlik.
- Bağlanma figürlerinden biri yanında olmadan uyumaktan veya evin dışında uyumaktan sürekli isteksizlik veya reddetme.
- Ayrılma temalı yineleyen kabuslar.
- Bağlanma figürlerinden ayrıldığında veya ayrılma beklentisi olduğunda baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma gibi bedensel belirtilerin tekrarlaması.
- B. Korku, kaygı veya kaçınma süreklidir. Çocuklarda ve ergenlerde en az 4 hafta, yetişkinlerde tipik olarak 6 ay veya daha uzun sürer.
- C. Bozukluk, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya (anksiyete, panik ataklar)ya da toplumsal, okul (iş) veya diğer önemli işlevsellik alanlarında işlevsellik kaybına (okul reddi, sosyal geri çekilme)neden olur.
- D. Bozukluk, otizm spektrum bozukluğunda görülen toplumsal iletişim ve etkileşimdeki yetersizlikler, psikotik bozukluklarda görülen sanrılar veya varsanılar, agorafobideki güvensiz hissetme, yaygın anksiyete bozukluğundaki çok çeşitli olaylar hakkında kaygılanma veya hastalık anksiyetesi bozukluğunda hastalık hakkında aşırı uğraş gibi başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
DSM-5'teki Önemli Vurgular ve Değişiklikler:
- Yaş Sınırı Kaldırıldı: DSM-5'ten önce AAB tipik olarak 18 yaşından önce başlayan bir bozukluk olarak sınıflandırılıyordu. DSM-5 ile bu yaş sınırı kaldırılmış ve bozukluğun yetişkinlerde de görülebileceği resmen tanınmıştır. Yetişkinlerdeki süre kriteri daha uzundur (genellikle 6 ay veya daha fazla).
- Yaygınlık ve Başlangıç: Bozukluk çocuklarda daha yaygındır. Çocuklarda görülme sıklığı yaklaşık %4'tür. Yetişkinlerde ise %1-2 civarındadır. Başlangıcı herhangi bir yaşta olabilir, ancak çocukluk döneminde daha sık ortaya çıkar.
- Klinik Görünüm: Belirtiler gelişim dönemine göre farklılık gösterir. Küçük çocuklar ağlama, öfke nöbetleri ve ebeveyne yapışma davranışları sergilerken, daha büyük çocuklar ve yetişkinler fiziksel belirtiler (karın ağrısı, baş ağrısı) veya okul/işe gitmeyi reddetme, sosyal faaliyetlerden kaçınma gibi davranışlar sergileyebilir.
- Ayırıcı Tanı: DSM-5, AAB'nin özellikle Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Okul Reddi, Agorafobi ve Panik Bozukluk gibi diğer anksiyete bozukluklarından ayırt edilmesine büyük önem verir. Ayrılma kaygısı, bu diğer bozuklukların merkezinde yer almaz.
Sonuç:
DSM-5, Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğunu, bağlanma figürlerinden ayrılmaya karşı gelişimsel olarak uygunsuz ve aşırı düzeyde korku/kaygı ile karakterize, klinik açıdan anlamlı işlevsellik kaybına yol açan ve belirli bir süre devam eden bir anksiyete bozukluğu olarak tanımlar. Tanı kriterleri, hem çocuklar hem de yetişkinler için geçerli olacak şekilde güncellenmiştir ve ayırıcı tanıya büyük önem verilmektedir. Doğru teşhis için bu kriterlerin bir ruh sağlığı uzmanı (psikiyatrist veya klinik psikolog) tarafından değerlendirilmesi esastır. |