Çocuklarda anksiyete nasıl ölçülür?

Çocuklarda kaygıyı anlamak, onların henüz tam olarak ifade edemediği iç dünyalarına bir pencere açmak gibidir. Bu rehber, klinik görüşmeden projektif testlere, standart ölçeklerden davranışsal analizlere kadar, bu hassas süreçte kullanılan kapsamlı ve çok yönlü değerlendirme yöntemlerini açıklıyor. Amacı, yalnızca bir tanı koymak değil, çocuğun yaşadığı sıkıntının doğasını, şiddetini ve günlük hayatını nasıl etkilediğini anlayarak, ona özgü bir yardım yolunun temelini atmaktır.

12 Aralık 2025

Çocuklarda Anksiyete Ölçümü: Kapsamlı Bir Rehber


Çocuklarda anksiyetenin ölçülmesi, yetişkinlere kıyasla daha karmaşık ve özen gerektiren bir süreçtir. Çocuklar duygularını sözel olarak ifade etmekte zorlanabilir, iç dünyalarını yetişkinler kadar net aktaramazlar veya yaşadıkları sıkıntının kaynağını tam olarak anlamlandıramayabilirler. Bu nedenle, anksiyetenin değerlendirilmesi çok yönlü, çocuk merkezli ve gelişimsel düzeye uygun yöntemlerle yapılmalıdır. Ölçümün temel amacı, sadece anksiyetenin varlığını tespit etmek değil, şiddetini, türünü, işlevselliği nasıl etkilediğini anlamak ve uygun müdahale planının temelini oluşturmaktır.

1. Klinik Görüşme ve Gözlem (En Temel Yöntem)

Bu, bir uzman (çocuk psikiyatristi veya klinik psikolog) tarafından yapılan yapılandırılmış veya yarı yapılandırılmış görüşmeleri kapsar. Sadece çocukla değil, ebeveynler ve öğretmenler gibi çocuğun hayatındaki önemli kişilerle de görüşülür.
  • Çocukla Görüşme: Uzman, çocuğun dilinden ve oyun yoluyla iletişim kurar. Resim çizme, hikaye anlatma veya oyuncaklarla oynama gibi tekniklerle çocuğun iç dünyasına dair ipuçları aranır.
  • Ebeveyn Görüşmesi: Çocuğun gelişim öyküsü, aile dinamikleri, davranış değişiklikleri, uyku-iştah düzeni, okul performansı ve sosyal ilişkileri hakkında detaylı bilgi alınır. Ebeveynlerin gözlemleri çok değerlidir.
  • Klinik Gözlem: Uzman, görüşme sırasında çocuğun davranışlarını, duygusal tepkilerini, ebeveyniyle etkileşimini, kaygı belirtilerini (titreme, terleme, göz teması kuramama, huzursuzluk) gözlemler.

2. Standartlaştırılmış Ölçekler ve Anketler


Bu araçlar, anksiyete belirtilerini niceliksel olarak değerlendirmek ve klinik popülasyonla karşılaştırmak için kullanılır. Farklı kaynaklardan (çocuk, ebeveyn, öğretmen) bilgi toplamak önemlidir.
  • Çocuklar İçin Doldurulan Ölçekler:
    • Çocuklar İçin Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri (State-Trait Anxiety Inventory for Children): Durumluk (o anki) ve sürekli (kişilik özelliği olan) kaygıyı ölçer.
    • Çocuklarda Anksiyete Tarama Ölçeği (Screen for Child Anxiety Related Emotional Disorders - SCARED): Yaygın anksiyete, ayrılma kaygısı, sosyal fobi, panik bozukluk gibi farklı anksiyete türlerini tarayan, çocuk ve ebeveyn formları olan yaygın bir ölçektir.
  • Ebeveyn ve Öğretmenler İçin Doldurulan Ölçekler:
    • Çocuk ve Gençlerde Davranış Değerlendirme Ölçeği (Child Behavior Checklist - CBCL): Anksiyete dahil birçok duygusal ve davranışsal sorunu tarayan kapsamlı bir ebeveyn ölçeğidir.
    • Conners Derecelendirme Ölçekleri: Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile birlikte görülebilen anksiyeteyi de değerlendirebilen ölçeklerdir.

3. Projektif Testler ve Yansıtıcı Teknikler

Bu testler, çocuğun bilinçdışı çatışmalarını, kaygılarını ve duygusal dünyasını semboller, resimler ve hikayeler aracılığıyla anlamayı hedefler. Nesnel ölçüm araçları değil, nitel veri sağlayan klinik araçlardır.
  • Bir İnsan Çiz Testi, Aile Çiz Testi: Çocuğun benlik algısı, aile içi ilişkiler ve duygusal durum hakkında ipuçları verir.
  • Tematik Algı Testi (TAT) ve Çocuklar İçin Algı Testi (CAT): Belirsiz resimlere bakan çocuğun anlattığı hikayeler, onun temel kaygılarını, korkularını ve başa çıkma mekanizmalarını yansıtabilir.
  • Oyun Gözlemi: Özellikle küçük çocuklarda, oyun davranışları (tekrarlayan, katı oyunlar; korku temaları; anne-babadan ayrılmakta zorlanma) anksiyetenin doğal bir ifadesi olabilir.

4. Davranışsal Değerlendirme ve İşlevsellik Analizi

Anksiyetenin çocuğun günlük yaşamını nasıl etkilediğine odaklanır.
  • İşlevsellik: Okula devam, ders başarısı, arkadaşlık ilişkileri kurma ve sürdürme, aile içi etkileşim, hobiler ve günlük aktivitelerdeki aksaklıklar değerlendirilir.
  • Kaçınma Davranışları: Çocuğun kaygı uyandıran durumlardan (okula gitmek, sosyal ortamlara girmek, yeni yiyecekler denemek gibi) sistematik olarak kaçınması önemli bir göstergedir.
  • Davranış Kayıt Çizelgeleri: Ebeveynlerden veya öğretmenlerden, belirli kaygı belirtilerinin veya davranışların sıklığı ve şiddeti konusunda günlük tutmaları istenebilir.

5. Fizyolojik Ölçümler (Nadir ve Klinik Araştırmalarda Daha Yaygın)

Anksiyetenin bedensel tepkilerini objektif olarak ölçmek için kullanılır, ancak rutin klinik değerlendirmede daha az yaygındır.
  • Kalp atış hızı, kan basıncı, solunum hızı ölçümü.
  • Terleme aktivitesi (Galvanik Deri Tepkisi).
  • Stres hormonları (kortizol) seviyelerinin ölçülmesi.

Değerlendirmede Dikkat Edilmesi Gereken Kritik Noktalar:


  • Gelişimsel Düzey: Her yaş grubunun tipik korkuları ve kaygıları vardır (ör. 2-4 yaş yüksek sesler, hayvanlar; 7-11 yaş akademik performans, sosyal onay). Anksiyete, yaşa uygun olmayan, şiddetli ve işlevselliği bozan bir hal aldığında sorun olarak değerlendirilir.
  • Kültürel Faktörler: Duygu ifadesi ve davranış normları kültürden kültüre değişir. Değerlendirme buna duyarlı yapılmalıdır.
  • Eşlik Eden Durumlar: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), öğrenme güçlükleri, depresyon ve özellikle Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) gibi durumlar anksiyete ile iç içe geçebilir. Ayırıcı tanı çok önemlidir.
  • Çocuğun Dili: Çocuk "kaygılıyım" demek yerine "midem ağrıyor", "başım dönüyor", "okula gitmek istemiyorum" diyebilir. Somatik şikayetler sık görülür.

Sonuç:

Çocuklarda anksiyete ölçümü, tek bir yönteme dayanmayan, klinik görüşme, standart ölçekler, gözlem ve diğer kaynaklardan alınan bilgilerin bir araya getirildiği bütüncül bir süreçtir. Doğru ve kapsamlı bir değerlendirme, çocuğa özgü ihtiyaçları belirleyerek etkili bir terapi planı (oyun terapisi, bilişsel-davranışçı terapi, aile terapisi gibi) oluşturulmasının temelini oluşturur. Ebeveynler, çocuklarında kaygı belirtileri fark ettiklerinde, bir çocuk ruh sağlığı uzmanına başvurarak bu kapsamlı değerlendirme sürecini başlatmalıdır.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap
şifre
Sizden Gelen Sorular / Yorumlar
İlk soruyu siz sormak istermisiniz?
Çok Okunanlar
Haber Bülteni
;